kobi

Algılarımız...

1 03 2017

Algılama dediğimiz şey, aslında bilişsel fonksiyonlar aracılığı ile gerçekleşen bir süreçtir. Algılama sırasında zihnimize gelen bilgiler, belirli filtrelerden geçirilir. Nesneleri bile varoldukları tüm özellikleriyle, yani oldukları gibi algılamayabiliriz.

Kısacası algılama, hepimizin geçmiş yaşantısından, gelecekle ilgili beklentilerinden, o andaki duygu ve düşüncelerinden biçimlenen, kendimize özgü bir süreçtir.

Bazen cennettir çevremizdeki her bir insan, bazense cehennem. Her şeyden önce algılarımızdır, bu tip yargılarımızda bize yön veren.

Hepimizin kamerası ve o kameraların mercekleri, kayıtları birbirinden farklıdır. Bu nedenle, kişilerarası iletişimde algı farklılıkları ve bunların yarattığı durumlarla sık sık karşılaşırız. Bu durumları, kendimize ve ilişkilerimize zarar vermeyecek düzeye indirgemek için, iletişim süreci içinde duruma ve verilen mesajlara ilişkin hem kendi algımızı hem de karşımızdakinin algısını netleştirebilmek çok önemlidir.

Başkalarının, bilhassa da değer verdiklerimizin bizi nasıl algıladığını bilmek bu kadar önemli ise, o zaman bunu öğrenmenin en etkili seçeneklerini bulmamız gerekiyor. Bunlardan birisi, çevremizdeki kişilerden direkt geribildirim almak, böylelikle olası kör noktalarımızı anlamaya başlamaktır. Hangi davranışlarımızın insanlarda nasıl bir etki bıraktığını onlara sorarak hem onların bizim için oluşturdukları algıyı netleştirebilme, hem de kendimizde geliştirmek istediğimiz bazı yönlerin farkına varma olanağı yakalayabiliriz.

Başkalarından kendimizle ilgili alacağımız direkt ve davranış odaklı geribildirimler, bizim benlik algımızı ve benlik öz-saygımızı etkileyeceği için, bu geribildirimleri aldığımız kişilerin, dürüstlüğüne ve açıklığına güveneceğimiz insanlar olması da önemlidir. Geribildirim bize aynadaki yansımalarımızı gösterir. Aslında, çevremizdeki herkes bizim için bir ayna olup “algı-duygu-davranış ve tepki aşamalarını”daha iyi anlamamız adına ışık tutarlar.

Aynaya hangi tarafımızı ve nasıl gösterirsek, doğal olarak o tarafımızın yansımasını alırız. Bu nedenle insanlardan aldığımız geribildirim de onlara gösterdiğimiz yönümüzle ilgilidir. Maskelerimizi takıp, kendimizi olduğumuzdan farklı gösterirsek, bu çevremizde olduğumuzdan daha farklı, çarpık algıların oluşmasına yolaçar. Gerçek benliğimizi gösterdiğimizde, gerçeğin yansımalarını ve sahici ilişkilerimizin faydalarını görme şansımız daha çok olur. İlişkilerimizin ilerlemesinin en güzel hali de, sahicilik yolculuğudur. Diğer ilişkilerimizin çoğu yerinde sayarken, sahici ilişkilerimizle her yeni günde ilerler.

Rönesan döneminin en önemli isimlerinden Leonardo Da Vinci’nin bu konuda çok güçlü bir söylemi var.

“Bildiğimiz her şeyin kökleri, algılarımızdadır..”

Yaşamımız boyunca karşınıza çıkan tüm olayları, kendimizi ve çevremizi mutsuz, huzursuz edecek şekilde “çok kötü veya çok olumsuz” olaylar olarak algılayabiliriz. Algılardan yola çıktığımız sürece, böyle bir gücümüz hep vardır. Bazen trafikte, bazen ofislerde, bazen ilişkilerde verdiğimiz her bir tepkinin, sarf ettiğimiz her bir söylemin altında hep o kişisel algılarımız vardır. Algılarımız, duygularımız ve davranışlarımız arasındaki güçlü bağlantıyı anlamak ise yaşama dair anlamlarımızı çoğaltır.

Yaşamımızda ortaya çıkan farklı durumları, sorunları, büyük değil de, küçük olarak algılamak, bazı güzellikleri ise büyük/önemli olarak algılamak mümkündür. Bu konuda, daha iyi ve daha mutlu yaşamak adına kendimizi de, çevremizi de rahatlıkla geliştirebiliriz.

Kendi algılarımızla bağlantı içinde olmak, çevremizdekilerinin de algılarını ve davranışlarını anlamak adına çok önemli bir anahtardır. Özbilincin başrolde olduğu bireyler için, ego kullanımı da, özsaygı da ve böylelikle ilişki yönetimi de çok daha kolaydır.

Hepimiz, yaşadığımı bu güzel evreni fark edebilen, algılayabilen, yorumlamaya çalışan, evrenin çapını ölçebilen, biricik ve çok değerli varlıklarız. Evrenin büyüklüğüne nazaran çapımız küçük olsa da, iyi yaşamak yolculuğunda, algılarımız çok belirleyici, davranışlarımız etkileyici ve kapsama alanlarımız ise muhteşemdir.
Her türlü duygu ve enerji ilişkilerimiz içerisinde çokça bulaşıcıdır. Sahici ve olumlu algılarımızın, sahici duygularımızı ve etkileyici davranışlarımızı çoğalttığı bir yaşam yolculuğudur, her birimiz adına asıl anlamlı ve kıymetli olan..
Çok daha olumlu algılarla, çok daha anlamlı yargılarla kalın. Her yeni günde öğreneceğim o kadar çok şey ki, kendinize ve hayatınıza iyi bakın..