Ezberlerimizi Bozmak

İçinde bulunduğumuz her türlü konfor alanını terk edip güçlü sorular sormaya, onların yanıtlarını bulmaya başlamak adına güçlü bir cesarete ihtiyaç duyuyoruz. Sadece o ilk adımı atmamıza vesile olan cesarete.


Ezberlerimizi bozmazsak yani dilimizi “hep aynı veya bildiğin gibi” benzeri ifadeler kullanırsak koca bir ömür oldukça sıradan bir şekilde geçebilir. Bunun için de öncelikle, her şeyden önce baktığımızı görmeye, gördüklerimizden öğrenmeye ve öğrendikçe de bakış açılarımızı anlamlı bir şekilde zenginleştirmeye ihtiyacımız var.

Bizi bu hayatta tutacak yani iyi yaşamımızı sağlayacak şeyler hepimiz için son derece açık ve net aslında. Birkaçını sayacak olursak:

• Mutlu olmak
• Üretken olmak
• Sahici ilişkiler yaşa(t)mak
• Anlam ve değer katmak

Bazen zamanı kaybetmenin, zamanımızı anlamlı geçirememenin telaşıyla kendimizi de çok rahat kaybedebiliyoruz. Herhangi bir konuda karar vereceğimiz zaman başkalarına kolay evet derken kendimize hayır diyebiliyoruz. Bunun benzeri zayıflıklarımızı yani bize ezber katan noktaları bildikçe kendimizi yaşamın zorluklarından daha rahat koruyoruz.

Konfor alanlarımızı yani ezberlerimizi kendi kendinize sorgulamamız ve yanıtlarımızı bulmamız kolay olmasa da mümkündür. Eğer her gün benzer yemekleri tercih ediyorsak, sürekli aynı rotayla yola çıkıyorsak, aynı ifadeleri kullanıp pek de yeniliklerden bahsetmiyorsak o meşhur alanı sadece büyütüyoruz demektir.

Peki ezberlerimiz bozup kendimize daha iyi yaşamanın kapılarını daha çok açmak adına neler yapabiliriz?

• Öncelikle insan doğasında var olan konfor alanı gerçeğini kabul etmek ve bununla anlamlı bir şekilde mücadele etmek önemli bir yolculuk olur. Kabul etmek, strateji ve taktik geliştirmek için ilk adımdır.

• Çok okumalı, çok araştırmalı, böylelikle hali hazırda bildiklerimiz ve o zamana dek öğrendiklerimizle yetinmemeyi bir alışkanlık haline getirmeliyiz.

• Daha iyisini yapabilmek adına kendi sınırlarımızı ne kadar zorlayabileceğimiz hakkında kendimizden doğru güçlü çıkarımlar yapmalıyız.


• Tekdüzeliğe ve sıradanlıklara karşı yapıcı bir duruş geliştirmeli, yalnızca kariyer değil, hayatımızın her alanında derinlik ve yenilik bazında yenilikçi bir arayış içinde olmalı, bu arayışı da hep üzerine bir şeyler katarak sürdürebilmeliyiz.

• Kendimizi henüz bilmediğimiz alanlara yönelecek sorularla yaklaşmalı, o sorulardan bulduğumuz yanıtlarla ezberlerimizi adım adım bozmalıyız.

• Nerede ufkumuzu genişletecek, nerede tutkumuzu artırabilecek bir şey varsa, orada olup anlamın ve ilerlemenin daha çok peşinde olmalıyız.

Her şeyin en iyisini istiyorsak, gerçekten bunu istiyorsak, yapacağımız en güzel yolculuklardan birisi ezber diye bildiklerimizi unutup yepyeni yollar keşfediyor olmak olmalı. Alışa geldik bir hayat yaşamak yerine iyi yaşamak, yaşarken kendimizi biraz daha çok konfor alanlarımızdan çıkarmak kendimize verebileceğimiz çok özel bir hediyedir.

Yaşam gayemizin ve enerjimizin tükenmesini beklemek yerine, kendimizce iyi yaşamayı her yeni günde daha çok seçebiliriz. Yaşama daha çok sahip çıkan önce biz oldukça yaşamaya dair öykülerimizi hem çoğaltabiliriz hem de güzelleştirebiliriz.