Sosyal Medyada En Sık Yapılan 5 Hata

1-) Şifre oluştururken dikkat!

İnternet her an verilerimizi paylaştığımız devasa bir evren. Sosyal medya kanalları da bunun aracısı olan gösterişli bir mecra… Hal böyleyken güvenlik ihlallerinden kaynaklanan çeşitli tehditlere maruz kalma olasılığımız artıyor. Sosyal medya kullanmayı tamamen bırakmak sizin için seçenekler arasında yer almıyorsa geriye olabildiğince fazla tedbir almak kalıyor. Bunun ilki ve en önemlisi parola oluşturma adımı. Şifrenizi yaratırken büyük, küçük harf kullanmaya, sayı ve sembollere yer vermeye dikkat etmelisiniz. Sizinle ilgili tahmin edilebilir kelimelerden de uzak durmalısınız haliyle. Çok sevdiğiniz evcil hayvanınızın ismiyle bir parola oluşturmazsanız daha iyi olur mesela :) Tabii her bir sosyal medya uygulaması için ayrı parolaya sahip olmanız da gerekiyor. Birinde yaşanan istenmedik bir siber saldırının diğerlerine de sıçramasını böylelikle önleyebilirsiniz.

2-) Güvenlik adımlarını atlamayın!

Siber saldırılar ve veri ihlalleri internet kullanıcılarının bir numaralı kabusu. Temel gizlilik ve güvenlik ayarlarına dikkat ederek büyük oranda bu tehlikeden korunmak mümkün. İki faktörlü kimlik doğrulama yöntemiyle kimlik bilgilerinizi güvence altına almak kesinlikle iyi bir başlangıç. Paylaştığınız fotoğraflara ve konumlara da kimlerin erişebildiğine dikkat etmelisiniz. Kötü niyetli ve/ya tanımadığınız insanların ulaşabileceği şekilde içerik paylaşmamaya özen göstermek kendinizi korumanıza yardımcı olacaktır.

3-) Özel hayatınızı biraz fazla paylaşıyor olabilir misiniz?

Doğum gününüzde arkadaşlarınızla birlikte çektirdiğiniz tatlı bir fotoğraf, biraz nefes almak için sıklıkla yürüyüş yapmak için gittiğiniz o park, favori yeme içme mekanlarınız… Bunları kimlerin bildiğine, bilebileceğine dikkat ettiniz mi? Siyasi görüşleriniz, özel düşünce ve fikirleriniz, fotoğraf ve videolarınız… Bunları ne sıklıkla ve ne açıklıkla paylaştığınızı bir gözden geçirmekte yarar var. Yani her şeyden önce hesaplarınızı güvenlik tedbiri kapsamında ele almanız gerekiyor. Bunun dışında profillerinizi art niyetli olmayan ancak içerisinde gezindiğinde sizinle ilgili hayati kararlar alma potansiyeline sahip birilerinin de izleyebileceğini unutmayın! İşverenlerden bahsediyorum elbette. Olumlu sonuçlanmasını heyecanla beklediğiniz iş başvurunuzun Cv’nizdeki nitelik, beceri ve yetenekleriniz kadar önemsendiği hesaplarınız yüzünden reddedilebileceğini hiç düşündünüz mü? Maalesef, ne kadar etik dışı bulsanız da durum bu. Bu yüzden dışardan bir gözle profillerinizi incelemenizde yarar var.

4-) Takipçilerinizin hepsini tanıyor musunuz?

Takipçi sayınızın fazlasıyla kalabalık olması sosyal yaşamınızda sizi ayrıcalıklı birine dönüştürüyordur muhtemelen. Ya da bu tamamen illüzyondur ne dersiniz? Günümüzde fazla takipçiye ulaşarak maddi kazanç elde etmeden tutun da meşhur olmaya kadar uzanan bir skalada şansı yaver gitmiş pek çok

kişi görüyoruz. Bunlardan biri de neden siz olmayasanız, öyle değil mi? Haklı olduğunuzu büyük bir içtenlikle hissetseniz de kişisel yaşamınıza yönelik paylaşımlarınızın yer aldığı hesaplarınıza yabancı insanların girmesine izin vermekle evinizin anahtarını yolda geçen herkese dağıtmak arasındaki fark o kadar küçük ki…

5-) Anlattığınızın ne kadarı sizsiniz?

Twitter ve Instagram’da yaşamınızda unutmak istemediğiniz detayları ve size ait düşünceleri mi paylaşıyorsunuz yoksa görünürlüğünüzü artırmak adına “ortama” uyum mu sağlıyorsunuz? Örneğin dinlemekten pek de keyif almadığınız bir grubun konserine oradan birkaç video parçasını profiline yüklemek adına harcadığınız zaman ve para gerçekte hoşlandığınız bir uğraşa ayırmanız gerekenler aslında. Kendi zevklerinizi yansıttığınız bir mecra olduğu takdirde sosyal medya sizin için hobi ve eğlence merkezi haline gelebilecekken bunu stres kaynağına dönüştürmemelisiniz.