İşletmelere Özel

İşletmelere özel bilgilendirici makale ve yazılara bu sayfadan ulaşabilirsiniz.

iyi yaşa
Icon

Dijital hizmet vergisi ve ilk yıllık karnesi

İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte birçok iş modeli çevrimiçi (online) platformlara kaymış, dijital ekonomi her geçen gün büyüklüğünü artırmış ve Google, Apple, Amazon, Youtube, Facebook, Amazon, AirBnb, Uber gibi internet aracılığıyla iş yapan dev şirketler ortaya çıkmıştır. 2020 yılı piyasa değerine göre dünyanın en büyük 10 şirketinden 7’si teknoloji şirketi olup dünyanın en zengin insanları sıralamasındaki ilk 10 kişinin 7’si servetini dijital ekonomiye borçludur.

Dijital hizmet vergisi ve ilk yıllık karnesi

Dijital ekonominin hacmi arttıkça söz konusu şirketlerin vergilendirilmesi de ülkelerin ve OECD gibi uluslararası kuruluşların en önemli gündem maddesi olmuştur. Nitekim, OECD ve AB bünyesinde dijital ekonominin vergilendirilmesi konusunda uzun zamandır çalışmalar yapılmakta olup henüz tam bir konsensüs sağlanmış değildir. Bu arada Fransa, İngiltere, İspanya, Hindistan gibi birçok ülke dijital şirketleri vergilendirmek üzere adımlar atmıştır. Dijital şirketlerin mukim olduğu ABD ise bu ülkelerin hayata geçirdiği dijital hizmet vergisi nedeniyle soruşturmalar başlatmış ve bu ülkelere karşı çeşitli yaptırımlar uygulayacağının sinyallerini vermiştir.

Türkiye de dijital ekonominin vergilendirilmesi konusunda son yıllarda önemli adımlar atmıştır. En son 7194 sayılı Kanun ile dijital ortamda sunulan hizmetler üzerinden “Dijital Hizmet Vergisi” alınmasına ilişkin düzenleme yapılmış, Dijital Hizmet Vergisi Uygulama Tebliği ile konuya ilişkin ikincil mevzuat da yayınlanmıştır.

7194 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeye baktığımızda dijital hizmet vergisinin ana hatlarıyla şu özelliklere sahip olduğunu görmekteyiz. Türkiye’de dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmeti, içerik satışı, içeriklerin dijital ortamda izlenmesi, dinlenmesi, oynanması, elektronik cihazlara kaydedilmesine yönelik hizmet sunulması, kullanıcıların etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların işletilmesi ile bu sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda verilen aracılık hizmetleri dijital hizmet vergisine tabi olacaktır. Dijital hizmet vergisinin mükellefi ise dijital hizmeti sunanlar olacak; diğer taraftan bunların Türkiye’de ikametgahının, işyerinin, kanuni veya iş merkezinin olmaması durumunda verginin beyanı ve ödenmesinden vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenler sorumlu olacaktır.

Verginin kapsamına girmek için ise parasal bir sınır getirilmiştir. Buna göre, ilgili hesap döneminden önceki hesap döneminde dijital hizmet sunumundan Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon Avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaf olacaktır. Dolayısıyla, her iki eşiği aşan şirketlerin vergilendirilmesi amaçlanmaktadır.

Verginin matrahı elde edilen “hasılat” olup, hasılatın elde edilmesi mahiyet ve tutar itibarıyla kesinlik kazanma olarak tanımlamıştır. Hasılatın döviz ile hesaplanması hâlinde döviz, hasılatın elde edildiği tarihte geçerli olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk parasına çevrilecektir. Matrahtan gider, maliyet ve vergi adı altında indirim yapılmayacaktır.

Dijital hizmet vergisinin oranı % 7.5 olarak belirlenmiş; Cumhurbaşkanı’na, kanuni oranı, hizmet türleri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte % 1’e kadar indirme, iki katına kadar artırma yetkisi verilmiştir. Vergi her ay sonuna kadar KDV açısından bağlı bulunulan vergi dairesine beyan edilip ödenecektir. Dijital hizmet vergisinin ödendiğinde mükellefler tarafından gelir ve kurumlar vergisine esas safi kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi ise mümkündür.

Kanunla Hazine ve Maliye Bakanlığı’na önemli bir de yetki tanınmıştır. Bu yetkiye göre; Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergilere ilişkin beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen kapsamındaki dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak Vergi Usul Kanununda sayılan tebligat yöntemleri, elektronik posta veya diğer tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulabilir ve bu durum Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edilir. İlandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilir ve bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilir. Engelleme kararlarının gereği bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilir.

2020 yılında hayatımıza giren dijital hizmet vergisinden ilk 6 ayda 655 milyon TL tahsilat yapılmış olup bu rakamın 2020 yılı sonu itibariyle 1 milyar TL’yi aşması öngörülmektedir. 2021 yılı bütçesinde ise 1,4 milyar TL dijital hizmet vergisi toplanması öngörülmekte olup bu rakam toplam vergi gelirinin binde 1,3’üne tekabul etmektedir. Dijital hizmet vergisinin ne şekilde evrileceğini ve bu vergiye ilişkin uluslararası tartışmaları hep beraber izleyeceğiz.

Bu İçerik Ücretsiz!

Devamını okumak için lütfen e-posta adresinizi bırakın!

Çalıştığınız firmadaki pozisyonunuz nedir?

İçeriklerimizi herkesten önce okumak için e-posta adresinizi bırakın!

Çalıştığınız firmadaki pozisyonunuz nedir?